Adat Hesaplama
Adat, bir şirketin ortaklarına borç para vermesi veya ortaklarından borç para alması gibi, kasadaki para hareketlerinin ticari olmayan bir şekilde gerçekleşmesi durumunda, bu işlem için piyasa koşullarına uygun bir faiz hesaplanması işlemidir. Bu uygulama, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı”nı önlemeye yönelik en temel ve en önemli denetim mekanizmalarından biridir. Maliye’nin bakış açısıyla, bir ortağın şirket kasasını şahsi bir kredi kartı gibi faizsiz kullanması, şirketten gizli bir şekilde kâr payı çekmesi anlamına gelir. Adat uygulaması, bu türden örtülü kazanç aktarımlarının önüne geçerek, işlemlerin emsallerine uygun bir bedel (faiz) üzerinden vergilendirilmesini sağlar.
Adat Faizi Hesaplamanın Önemi Nedir?
Adat faizi hesaplama bir tercih değil, yasal bir zorunluluktur ve bu zorunluluğun temelinde vergi denetim riskini ortadan kaldırmak yatar. Önemi şu maddelerle özetlenebilir:
- Vergi Denetimlerinde Riskleri Azaltmak: Adat hesaplaması, olası bir vergi incelemesinde müfettişlerin tespit edeceği ilk ve en bariz konulardan biridir. Bu hesaplamayı doğru ve zamanında yapmak, şirketi ağır vergi cezalarından korur.
- Örtülü Kazanç İddiasını Engellemek: Şirket kaynaklarının ortaklara faizsiz kullandırılması, doğrudan bir örtülü kazanç dağıtımıdır. Adat, bu işlemin ticari bir borç-alacak ilişkisi olduğunu ve emsaline uygun şekilde faizlendirildiğini kanıtlar.
- Finansal Tabloların Doğruluğu: Şirketin bilançosunda yer alan “Ortaklardan Alacaklar” kaleminin gerçeğe uygun değerle gösterilmesini sağlar.
Adat Nasıl Hesaplanır?
Adat hesaplama, genellikle geçici vergi dönemlerinin sonlarında (Mart, Haziran, Eylül, Aralık) veya yıl sonunda, ilgili hesapların bakiyeleri üzerinden yapılır. En yaygın ve kabul gören yöntem şudur:
Adat Faiz Hesaplama Formülü:
- İlgili hesabın (Genellikle “131 Ortaklardan Alacaklar” veya “231 Ortaklardan Alacaklar”) dönem içindeki her gün sonu bakiyesi çıkarılır.
- Tüm günlük bakiyeler toplanarak “Kümülatif Bakiye Toplamı” bulunur.
- Bu toplam, dönemdeki gün sayısına bölünerek “Ağırlıklı Ortalama Bakiye” tespit edilir.
- Bulunan bu ortalama bakiye üzerinden, kanunen geçerli olan adat faiz oranı kullanılarak faiz hesaplanır.
Adat Hesaplanmazsa Ne Olur?
Adat hesaplamasının yapılmaması, özellikle bir vergi denetim sırasında tespit edildiğinde şirket için ciddi sonuçlar doğurur:
- Re’sen Tarhiyat: Vergi müfettişi, hesaplanması gereken adat faizi tutarını kendisi hesaplar ve bu tutarı şirketin gelir (kurumlar vergisi matrahı) beyanına ekler.
- Vergi Ziyaı Cezası: Eksik beyan edilen bu gelir üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi, bir kat vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte şirketten talep edilir.
- KDV Sorumluluğu: Ayrıca, hesaplanan adat faizi üzerinden KDV hesaplanır ve bu KDV’nin de cezalı olarak ödenmesi istenir. Bu KDV, sorumlu sıfatıyla ödendiği için indirim konusu yapılamaz.
Adat ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Adat Faiz Gideri Nedir?
Yukarıda anlatılan durum, şirketin ortaktan alacaklı olduğu ve “Adat Faiz Geliri” elde ettiği durumdur. Tersi durumda, yani ortak şirkete borç para vermişse (“232 Ortaklara Borçlar” hesabı çalışıyorsa), bu kez şirket ortağa olan borcu için bir faiz hesaplamak
Adat Faturası Kime Kesilir?
Adat faturası, faizi ödeyecek olan tarafa kesilir. Eğer ortak şirkete borçluysa, faiz geliri elde eden şirket, ortağa KDV’li bir adat faturası keser.
.
Adat Faiz Faturası Gider Yazılır mı?
Evet. Şirketin ortağına borcu nedeniyle katlandığı ve belgelediği adat faiz gideri, Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir.
Adat İşlemlerinde Hangi Faiz Oranı Kullanılır?
Adat faiz oranı için kanunda net bir oran belirtilmemiştir; “emsallerine uygun” bir oran esastır. Ancak uygulamada en risksiz ve yaygın olarak kabul gören oran, T.C. Merkez Bankası tarafından açıklanan **”Avans İşlemlerinde Uygulanan Faiz Oranı”**dır. Adat faiz oranı 2025 yılı için de bu oranın takip edilmesi en güvenli yoldur.
Adat Faizi KDV İndirilir mi?
Şirketin ortağına kestiği adat faturası‘ndaki KDV, normal bir satış faturası gibi beyan edilir. Alıcı taraf olan ortak (eğer şahıs ise) bu KDV’yi indiremez. Eğer şirket, ortağından borç almış ve bu işlem için bir faiz gideri oluşmuşsa, ortağın kestiği faturadaki KDV’yi genel kurallar çerçevesinde indirim konusu yapabilir.
Adat Uygulamasının KDV İadesi Sürecine Bir Etkisi Var mıdır?
Evet, dolaylı ama çok önemli bir etkisi vardır. KDV iadesi alabilmek için bir şirketin muhasebe kayıtlarının ve beyanlarının tam ve eksiksiz olması esastır. KDV iadesi talepleri, vergi dairesi veya Yeminli Mali Müşavir (YMM) tarafından detaylı bir incelemeye tabi tutulur. Bu inceleme sırasında, şirketin ortaklar cari hesabında adat hesaplanmasını gerektirecek bir bakiye olduğu halde bu işlemin yapılmadığı tespit edilirse, bu durum bir usulsüzlük olarak görülür. Böyle bir usulsüzlük, şirketin mali kayıtlarının güvenilirliğine gölge düşürebilir ve KDV iadesi sürecinin durdurulmasına, gecikmesine veya reddedilmesine neden olabilir. Düzgün bir adat muhasebe kaydı, KDV iadesi gibi süreçlerin de sorunsuz ilerlemesi için bir ön koşuldur.